24 Nisan 2013 Çarşamba

22 Nisan 2013 Pazartesi

Aile, İş, Gelecek, Melecek..

  Neden hep başkalarına göre yaşamak zorundayız? Neden herkes ne yapıyorsa aynısını yapmak zorundayız? Neden böyle olmak zorunda.. Anladım ki anneme göre bir kadın asla tek başına eve çıkamaz. Ya evlenmeli ya da ailesiyle yaşamalı ölene kadar. Kibarca,sakince böyle olması gerekmediğini,başka örneklerin olduğunu, her ayrı eve çıkanın yollu olmadığını anlatmaya çalıştım. Beni anladı mı? Hayır anlamadı.. Bana dediği şeyler hep başkaları.. Hep onlar ne yapıyorsa o..
  
  -Bak karşı komşuya,kaç yaşında kızı var evlendiği halde beraber yaşıyorlar altlı üstlü..
  -Bak eski yan komşumuza, kadının kızı çalışıyodu,öğretmendi ama ailesiyle yaşıyodu..
  -Bak x teyzene,onun da kızı mezun ama eve çıkıcam demiyo kız senin gibi..
  -Hem neden evlilik yok hiç kafanda, hep bekar kalıcak değilsin ya, biraz açsan gözlerini bulursun evlenicek birini..
  -Ben insanlara bizim kız da mezun oldu şimdi ayrı eve çıkıcak diyemem,ne derler sonra..
  -Tek başına bir yere çıksan ya takip etseler,peşinden eve girseler ne yaparsın? Hem o ayrı yaşayanlar anca ünlüler,onlar da zaten normal bir hayat yaşamıyorlar..

  vs vs vs...

  Çok mutluyum artık,hep huzurluyum derken şimdi de iş seçme tasası çıktı.. Kararsızlıklar ve ileride ne olacağını tahmin etmeye çalışmak. 6 yıl aileden uzak yaşadıktan sonra aynı evde,aynı işte olmak onlarla,her an beraber olmak bunaltıcı olur mu?? Sorunun cevabını tam bilemediğim için annemle konuşayım dedim ne düşünüyor ilerisi için,nasıl bir hayat var kafasında,hayalinde.. Ve fikirlerini öğrenmiş oldum.. 
  
  Aile evet çok önemli.. Ama aradaki mesafeyi nasıl tutmalı insan karar veremiyor. Bazı aileler vardır ya,hem rahat hem de sıkı sıkıya bağlı birbirine. Öyle bir ailem olsa belki daha farklı olurdu,daha farklı düşünürdüm,bu kadar çekincem olmazdı. Ama süper bir aile bağı olmayınca, sırf maddi açıdan düşünerek tüm geleceğini aileyle,ortak bir iş kurmak üzerine planlamak ne kadar doğru? Emin olamıyorum hiç..Kızlar der ya hani, babam dünyadaki en değerli erkek benim için, babam hayran olduğum erkek vs vs.. Belki öyle diyebilseydim daha güvenli olurdum,bilirdim ki yaparız. Ama şimdi daha 2 dk oturup sohbet edemiyorsak, anında saçma şeylerden tartışma çıkıyorsa,benle çıkmasa bile annemle babam her an tartışıyorsa bir aile işi kurmak ne kadar mantıklı bilemiyorum..

  Bir an başka şeyleri araştırırken, bi anda tam tersini düşünebiliyor insan.. Dün gece başka şeyler düşünürken, şuan acaba kpss çalışıp köy bile olsa atanıp, evden zaten uzağım diyerek ayrı eve çıkıp öyle bir hayat mı kursam diyorum.. 3bin yeter mi? Evet belki çok daha fazlası kazanılabilicekken az geliyor insana ama aslında yeter. Minik bir büro tipi ev kirası ödemeye yeter. Krediyle de araba alırsam geçinirim bir şekilde.. Ama hangisi asıl mantıklısı.. Çık çıkabilirsen işin içinden..

20 Nisan 2013 Cumartesi

Karmakarışık

    Denize bakıyorum uzun süredir. . Dalgalari takip ediyorum. . Yok oluslarini izleyip yeni birine odaklaniyorum. Ve içim sikisiyor sanki.. Nasıl dusunmem gerektigini bilemiyorum. . Düşünme bunlari diyorum kendime ama yapamıyorum.  Aklımı karistiran birşey yokmus gibi davranmaya çalışıyorum. . Yapamıyorum. .

11 Nisan 2013 Perşembe

''O''

Kulaklığını takıp gökyüzüne baktığında içinde huzuru hissedebiliyorsan hayatın anlamı var.. 
Seni anladığını bildiğin bir kişi bile varsa hayatında,o hayat yaşamaya fazlasıyla değer..
Sebepsiz yere gözlerin dolduğunda,
hiç yok yere suratın beş karış olduğunda,
hayatı sorgulamaya başladığında seni dinleyebilen,
seni alaya almadan tüm içtenliğiyle anlamaya çalışan biri varsa hayatında,
işte o zaman gerçekten yeryüzündeki şanslı insanlardan biri olduğunu bilmelisin..
Kendini güçsüz hissettiğinde sırtını dayayabileceğin biri varsa,
gerçekten de hiçbir zorluk seni yıldıramaz..
Arada mesafeler de olsa,engeller de olsa bilirsin ki o insandan ötesi yok..
Ondan çok anlayan yok seni..
Ve senin de ondan fazla dinlemek istediğin,her söylediğini anlamak istediğin,
her ruh halini gerçekten hissetmek istediğin başka biri yok..
Kararsız kaldığın her konuda ilk danışmak istediğin kişi o aynı zamanda..
Ona anlatıyım da sonra karar veririm dediğin..
Ve keşke onun yaptığı gibi ben de ona her konuda yardımcı olabilsem dediğin,
ama kendini onun kadar tecrübeli,olgun göremediğin..
Geçmişe bakınca,her zorluğu aslında onunla atlatmışım ben dediğin..
Eski salak saçma ilişkilerden sonra aslında sevmenin ne kadar derin bir his olduğunu sana farkettiren..
İşte böyle biri girebilmişse hayatına,
gerçekten de o ender şanslı insanlardan birisin..
Bir de, teşekkür etmek istediğin.. :)


16 Mart 2013 Cumartesi

Sanmıştım ki..

   Eğildim... Tüm yalanlar dolanlara eğildim eğilebildiğimce..Üstüme bindikçe hepsi iyice eğildim.. Yere yaklaştım iyice hepsinin ağırlığı üstüme bindikçe..Yıkılmamak için yere koydum ellerimi. Hepsi bindi üstüme tek tek...
 
   Sonunda düştüm yere.. Hayatın tüm acımasızlığı,tüm gerçekliği bindi iyice üstüme..Sonra içimdeki acı daha da büyüdü. Hissedemez oldum üstümdeki baskıyı. Sadece içim yandı.. Öyle bi yanma ki,sanki hiç geçmeyecekmiş gibi. Hep sürecekmiş gibi.. Ağladım yerde içim yana yana.. Çaresiz kaldığında herkes göğe ellerini açarken, ben yere koydum avuçlarımı. Yerden kuvvet alır gibi öylece durdum..İçim yanarken ellerimin üstündeki ıslaklığı hissettim.
 
    İyice yaklaştım yere sonunda..Yüzümü dayadım yere. Islanan toprağın kokusunu çektim burnuma..Giden olmadım ben hiç. Hep orda, aynı yerde durdum herkes giderken. Hep gidenlerin ardından baktım aynı yerde.. Nasıl gittiklerini izledim.. Rahat adımlarla,arkalarına bakmadan ilerleyişlerini izledim hep.. Tek söz söylemeden izledim ben hep olduğum yerde..
 
   Her gidenin ardından uzun uzun ayak izlerine baktım. Her ize hatıralar yükledim.. Onları düşündüm sessizce.. Zamanla izler yok olduğunda yeni umutlara ulaştım..
 
   Artık kalkamaz oldum o düştüğüm yerden.. Hep iki büklüm bekledim yenilerini.. Sandım ki birgün biri görür beni.. Gerçek beni.. Üstümden değil, olduğum yerden bakar bana..
 
   Öyle sandım...

15 Mart 2013 Cuma

Geç kaldım..

...Ellerim güçsüz, bileklerim ince 
   Tutamam ki kolundan, kaçırayım sinsice 
   Gözlerim görmez, kulaklarım duymaz 
   Ağzım laf yapmaz iken nerden hak ettim seni ...

14 Mart 2013 Perşembe

Düzen


   Bazen bazı şeyler öylesine bi düzen içinde devam ediyo ki,sen kendini herşeyin dışında buluveriyosun.. Noluyo ya diyene kadar zaten akıp gitmiş oluyo herşey..Öyle dışarıdan bakıveriyosun herşeye. Senin gördüklerini başkaları görmüyo, onun gördüklerini de sen görmüyosun. Böyle bi düzenin içine sokmuşlar bizi. Öyle sürüp gidiyo sanki hayat.. Herşeye geç kalmış gibi hissediyosun kendini bi anda. Sanki zamanın gerisinde kalmışsın gibi. Herşey çoktan tükenmiş gibi. Yaşaman gerekenler çoktan geçmiş gitmiş gibi.. Ben şimdi ne yaşamalıyım der gibi kalıyosun ortada..
   Hep bi bahanesi var insanın hayatta yapamadıkları için.. Şu olsun bu bitsin diye. Ama bu hep böyle. Bitmesi gerekenler bitse de aynı durum. Beklentilerini de hep aşağıda tutmalısın ki mutsuz olma. Bu hayatın kuralı bu. Az şey bekle ki mutlu olasın,yoksa hayal kırıklığına uğrarsın. Çok şey beklediğinde hem hayal kırıklığı yaşarsın hem de millet bi tarafıyla güler sana hayalperest olduğun için.
   Çoğu şey için çok geç.. Geç kalmak yani çoğu şeye.. Öyle hissetmek..Çoğu şey de zaten imkansız. Ne kendi cesaretin var,ne de cesaret verecek her hangi bir durum..Pek çok şey için geç.. Baya baya geç hem de.. Öyle pişmanlıklar var ki insanın içinde bazen, o içimdeki hissi sanki koparıp atabilse rahatlayabilicek.. o zaman kurtulucak,hafiflicek..
   Öyle işte..

25 Şubat 2013 Pazartesi

İndirin o totonuzu aşağı!

  Herkes herşeyin uzmanı olmuş ama sorunca tık yok.. Ne şişik insanlarız ya. Kim veriyor bu kadar havayı,gazı.. Nerden geliyor bu abartı özgüven anlamadım gitti. Öyle bir gruba denk gelmişim ki, kendileri için ''Biz okulun en ağır toplarıyız ona göre!'' diyen totosu başından yukarda gezen tipler. Gruba kız geldi diye garipseyen tipler aynı zamanda... Dünyayı biz yarattık modunda, havalı olucam diye kasım kasım kasılan tipler.. Neyse çok eleştirmiyim daha ilk günden, ama o kadar normal grup varken ben neden böyle garip bir gruba denk geldim anlamadım,neyse :)

23 Şubat 2013 Cumartesi

Hayaller..Kocaman..

 
    Kumsalda karanlıkta yürümek istiyorum şimdi.. Saatlerce yürüsem de sonu gelmeyen bir kumsalda.. Ben yürüdükçe arkamdan hemen gelen küçük dalgalar ayak izlerimi de yok etsin hatta. Hiç iz bırakmayayım arkamda. Kimse bilmesin orada yürüdüğümü saatlerce.. Yorulduğumda oturayım kuma. Hatta öyle ıssız bir yer olsun ki kimsenin beni görme ihtimali olmasın.. Üstümde hiç bir şey olmasın. Oturduğumda kuma sadece kumu,suyu hissedeyim arada bir engel olmadan. Önümde Ay olsun. Yakamoz olsun.. Keşke sabah olmasa diyerek öylece bakayım Ay'a..
   Uzanayım sonra kuma, ellerimi kumun altına soktukça daha da fazla nemi hissedeyim.. Öylece yatıp gökyüzüne bakıyım. Hep beni etkilediğine inandığım şarkılardan hiç birini dinlemeden sadece dalga seslerinden,o sessizlikten etkileneyim bu sefer.
   Sonra uykuya dalayım o huzurla.. Rüyalarımın peşinde koşayım orada o huzurlu uykuda..

19 Şubat 2013 Salı

Okudum Beğendim -1-




Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, 
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. 
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler 
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. 
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil. 
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. 
Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil. 
Çünkü ruhlar yarındadır, 
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. 
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları 
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. 
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur. 
Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. 
Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür 
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. 
Okçunun önünde kıvançla eğilin 
Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar 
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.


Khalil Gibran

16 Şubat 2013 Cumartesi

İşte Budur!!

  Uzuuuun zaman sonra hayatının bir düzene girmesi nasıl bir histir bilir misin sen? Anlatması cidden zor bir psikoloji,öyle bir hafiflik ki bu.. Şu yağ reklamında uçan küçük çocuk gibi hissediyorum kendimi günlerdir. Sanki biri yanlışlıkla hızla itse, çarpsa iyice havalanıp uçucağım tutamayıp kendimi..
  Nasıl bir rahatlıktır bu.. Hep aradığım şey kesinlikle bu hismiş işte.. Neredeyse 2 senedir hep bu stres varmış benim üstümde.En çok da şu son 5-6 ay..Şuan eskiden canımı sıkan minik minik şeyler asla canımı sıkamıyor.İnsanın canını sıkan bir durum varsa,diğer her küçük negatif etken ona dünyanın en kötü durumu gibi görünüyormuş,şimdi anlıyorum..
  Minik bir defterim var,lastikli mastikli,oldum olası yapmam gereken önemli şeyleri yazıveririm unutmiyim diye. Şimdi o deftere yapmak istediğim şeyleri,yapmak zorunda olduğum değil,istediğim şeyleri yazıyorum.. İspanyolca kursuna yazılacağım Ankara'ya dönünce. Hala sevmiyorum tabi ki ama şuan Ankara bana o kadar da lanet gelmiyor.Diğer yandan ingilizceye de giderim belki adam akıllı geliştirmek için..Gelecek planlarım var artık benim..Hem de düşündüğümde yüzümü gülümseten planlarım. O kadar bunalmışım ki geçmişte,o kadar güçsüz hissetmişim ki, nette ağlaya ağlaya en kolay intihar yöntemini aradığım günler aklıma gelince şimdi sadece yüzüme garip bi gülümseme oturuyor. Kendime kızmıyorum da o günler için,ne kadar salakça olursa olsun,o dönem o psikoloji insana onları düşündürtüyor. En azından bana onları düşündürtmüş..
  Düşündüm uzun uzun,annemlere bile açıkladım,kpss mpss kursuna gitmeyeceğim kesinlikle,asla istemiyorum memur olmak..İstediğim hayat bu değil. Sadece insanlar ''o zaman niye okudu bu kız bu bölümü?'' demesinler diye istemediğim bir hayatı yaşayamam ömür boyu. Her gün işe istemeye istemeye gidersem zaten 2-3 sene sonra pilim biter benim. Kendimi tanıyorum,rahatıma düşkün bir insanım,zevk alacağım işi bulamazsam o iş asla uzun ömürlü olmaz,sonum ev kızı olmak olur..Memuriyet asla düşünmediğim için de artık ''acaba kılık kıyafet kurallarına uygun olmazsam sıkıntı yaşar mıyım?'' korkusu da bitti,bu demek oluyor ki tamamen ne istediğimden emin olduğumda dövme yaptırabilirim. Bir kere yaptırınca devamı geliyor derler,belki bir sürü dövmem olur sonunda,belli mi olur :)
  Artık fark ediyorum ki, bu hayatta kötü anlar da var.. Bu anlar çok uzun da sürebilir. Belki yıllarca sürüp an olmaktan da çıkabilir. Ama eninde sonunda bir çıkış anı da var. Bir çeşit aydınlanma,rahatlama eninde sonunda var. Eskiden deseler inanmazdım ama gerçekten var. Ne kadar uzun sürerse sürsün,sonunda yaşamaya değer bir hayat var. Ve bunun farkında olabildiği anlarda insan,tamamen kendi mutluluğuna,hayatta nasıl huzuru bulabileceğine bakmalı..Çünkü hayat dediğimiz şey sadece bunun için var..

23 Ocak 2013 Çarşamba

İstediğim..

   Olgunlaştığımı hissediyorum ben.. İnsanları tanıyabiliyorum artık,amaçlarının ne olduğunu hissedebiliyorum.. Değişmem gereken daha çok konu var. Güçlenmem gerek,kararlı olmayı öğrenmem gerek,azimli olmam gerek,başarabilmek için istekli olmam gerek ama en azından bazı konularda değiştiğimi,olgunlaştığımı hissetmek huzur verici.. İstediğim pek çok şey var. Bu aptal durumdan kurtulmak istiyorum artık,beni boğan daraltan bu durumdan.. Hep aynı durumu konuşup durmaktan bıktım. Kurtulup ''Ohh.. be! '' demek istiyorum artık.. Bu durumdan kurtulduğumda bana huzur veren şeylere yönelmek istiyorum,bana keyif veren,beni ben yapan...
   Fark ediyorum ki bir buçuk yıldır hep aynı psikolojideyim genel olarak,belli periyotlar halinde hep aynı bunalımdayım ve hep aynı yerde sayıyorum. Bundan sıyrılmak istiyorum bir an önce.. Eğer yapabilirsem tanıdığım herkesle bir kutlama yapacağım. Kurtuluş kutlaması gibi bir şey.. Ve sonrasında aslında hayatıma nasıl yön vermem gerektiğine odaklanacağım. Çok büyük hayallerim zaten yok,sadece bir şekilde bir yola sokup artık ''Bu benim hayatım işte..'' dediğim bir hayatım olsun istiyorum.. Olacak mı? Eminim olacak,sadece ne zaman onu bilemiyorum şuan.
   Tek isteğim en iyi ihtimalin gerçekleşmesi ve bir an önce olması..

17 Ocak 2013 Perşembe

Bazı Anlar..


   İçindekileri anlatabilir misin herkese? Herkesi geçtim,en çok bilene,en çok anlayana anlatabilir misin? Anlatsan anlar mı seni tamamen? Öyle anlar var ki,sanki en yakın dediğin bile aslında seni hiç anlamıyor.. Çok da doğal aslında.. Herkes illaki kendi derdinde çünkü. Sen nasıl kendi derdindeysen...
   Bencil olduğunu hissettiğinde yapacağın şey ne olur? Çözüm arar mısın değişmek için,kendi hayatını,kendi sorunlarını düşünmeyi bırakabilir misin? Kendi çıkmazlarını düşünmeyip başkasına odaklanabilir misin? Yapamıyorsun.. Yapamadığın için de hep anlaşılmak istiyorsun.. Hep ortak kararlar alınsın,hep aynı ruh halinde olunsun.. Kim kimi 24 saat anlamış ki... Sen kimi 24 saat anlamışsın ki seni anlasınlar..

9 Ocak 2013 Çarşamba

Çözümsüzlük..

 
  Kendi içimde bir dinginlik var..Uygun kelime sanırım 'dinginlik'. Mücadeleci bir karakter yok içimde.Başarısızlığımla yüzleştiğimde tek yapabildiğim ağlaya ağlaya yürümek. Sessizce,hiç hıçkırmadan,içimden kendime söve söve sessizce ağlayarak yürümek herkesin içinde.Kimsenin olmadığı sokakları seçmeye çalışarak yürümek.. Artık aynı sonucu ala ala, öyle kazındı ki ruhuma başarısızlığım. ''Sen gerizekalının  tekisin,başarabildiğin ne var?''  Bunu kendime tekrarlamaktan bıktım.. Her seferinde sanki daha da dibe batıyorum. Daha da soğuyorum her şeyden.. Daha da umudumu kaybediyorum gelecek adına. İçimde fırtınalar kopsa keşke.Hırslansam,sinirlensem birilerine. Ama bunların hiç biri yok içimde..
  Neden cesaretim yok başka şeylere? Neden diyemiyorum ''Tamam bu kadarı yetti..Bırakıyorum,canınız cehenneme..'' diye..Benim hayatım değil mi bu? Neden hiçbir şeye cesaretim yok benim..Bu durum hayatımın içine ediyorsa neden bunu sürdürmek zorundayım ben? Çözüm arıyorum..Çözüm bulamıyorum. Bırakıyorum dediğimde ne yapıcam onu da bilmiyorum. Şuan bir anda cesaretlenmek istiyorum her şeyi bitirebilmek için.Geridekiler ne düşünür,üzülür mü demeden..Annem ne hale gelir hiç düşünmeden..Yok olup gidebilmek istiyorum şuan tümüyle,hiç var olmamış gibi..Geride bir geçmiş bırakmadan,yaşanmışlıklar bırakmadan.Şuan en çok istediğim şey bu..Ama o kadar gerizekalıyım ki bunu da yapamıyorum..


1 Ocak 2013 Salı

..


Uzun Aradan Sonra..

  Çok uzun zaman olmuş yazmayalı..Yazasım da yoktu açıkçası.. Yeni bir yıl aslında yeniliktir,mutluluk kaynağıdır,umuttur. İlk defa yeni yıla çok garip bir ruh haliyle girdim. Normalde yılbaşı eğlencedir, arkadaşlarla toplanır kutlarsın.. Bu sene öyle garip girdim ki. Bir yanım mutluydu çok,yalnız olmadığım için.. Bana yeniden bir şans verildiği için. Ama diğer yanımda fırtınalar kopuyor sanki..Hep derler ya nasıl girersen öyle gider diye. Eğer öyleyse,sevdiğim değer verdiğim insanla olucam hep,bir yandan buna seviniyorum ama diğer yandan da hep negatif düşüncelerle boğuşmaktan korkuyorum..
  Geçen koca bir yıla bakıyorum şimdi..Kendimi hiç değiştirememişim. Aynı yerde takılı kaldım sanki. Ömür boyu bu halde,bu psikolojide kalıcakmışım gibi hissediyorum. Acı veriyor bunu düşünmek. İnsan kendini geliştirebilmeli. Hele ki bu yaşta her yeni gün kendime birşeyler katmalıydım ben. Şimdi biraz daha geriye bakıp kendimi yine kendimle karşılaştırınca daha da gerilediğimi fark ediyorum. Negatif düşüncelerin insana hiç bir katkısı yok. Bunun bilincindeyim ancak bunları düşünmeye engel olamıyorum...
  Eskiden kendimi daha çok seviyormuşum ben. Kendim için birşeyler yapıyormuşum. Ve kendimi sevdikçe başkalarına da daha içten yaklaşıyormuşum. Git gide yalnızlaşıyorum sanki. Dışarıdan bakınca,arkadaşlarım var,evet.. Dönem başında yeni bir ortama girdim,iyi arkadaşlar edindim burda,evet. Ama yine de eskiye göre daha yalnızım..İçimdekileri anlatamıyorum kimseye. Kimsenin sallamayacağını biliyorum. Kimseye anlatmak da istemem zaten kendi içimden geçenleri. Sanki yüzüme bir maske takmışım. Neşeli,pozitif,konuşkan bir kıyafet giymişim sanki. Böyle sürdürüyorum hayatımı. Belki olması gereken hayat da budur..
  İnsanın yaşam amacı nedir? Başkaları için mi yaşar yoksa kendisi için mi? Şimdi düşününce,kendim için yaptığım hiçbir şey bulamıyorum. Abartmıyorum,gerçekten hiçbir şeyi kendim için yapmıyorum ben. Bir amacım yok..Son bir ay içinde o kadar çok gecem oldu ki sabaha kadar birşeyler çizdiğim,müzik dinleyip sabahladığım boşu boşuna..Arkadaşlarım uyanıp okula giderken benim yeni yatıp uyumaya çalıştığım..Bir amacım olsa hayatta bu hale gelmezdim sanırım.. İçimdekileri anlatabilmek çok zor. Hep aynı şekilde,hiç değişmeden,hep geçmişi tekrarlar gibi yaptığım hatalar var. Her seferinde ders aldım,bir daha asla yapmam dediğim hatalar.. Ve fark ediyorum ki bu hatalar sadece belli bir konuda değil. Çok uzun zamandır hep aklımı kurcalayan,heyecanlandıran,bağlandığım sadece bir kişi var. Ona karşı da yaptım bunlardan. Sorumluluklarım konusunda da çok yaptım. Sonunu bile bile neden yapıyorum aynı şeyleri hep? Neden hiçbir şeyden ders alamıyorum,neden kendimi hiç değiştiremiyorum,neden geliştirip düzeltemiyorum..
  Aslında şu iki gündür son zamanlarda hiç olmadığım kadar mutluydum. Ama öyle bir durumdayım ki,hissettiklerimin bir anlamı yok,söylediklerimin bir anlamı yok,hiç bir davranışımın elle tutulur gerçekliği yok.. Eskiden hiç böyle hatalar yapmazdım ben. Ve hata denilen nedir ki? Elli kere tekrarlanan şey artık hata mıdır? Ne zaman böyle bir karaktere büründüm ben,kaç yaşında,hangi dönemde ve neden? Eskiden hep en olgun,en mantıklı kız ben değil miydim? İnsanlar gelip bana danışmaz mıydı,benden akıl almaz mıydı? Hangi ara güvenilmez birine dönüştüm ben.. Ve yaşım ilerledikçe neden gitgide saçmalıyorum.. Aklımın bir köşesinde hep aynı şey.. ''Değişmelisin.. değişmelisin..''  Değişemiyorum.. Aksine sanki daha da kötüleşiyor karakterim. İçimdeki ben daha da soğuyor hayattan sanki..Benden de soğuyor.. ve gitgide profesyonelleşiyor daha da kendi içinde bunları yaşayarak,dışarıya belli etmeden yaşamak için karar vermiş gibi..
  Özellikle şu iki ay içinde öyle saçmaladım ki.. Bağımlı değilim ben istesem hiç içmem derken artık günde iki paket içer oldum. İnsanların evlenip barklandığı yaşta ben ergen gibi gereksiz davranışlarda bulundum. Yaptığım tek faydalı hareket akşamları kulaklığımı takıp son giriş saatine kadar dışarıda yürümek oldu..Karanlık gerçekten dinlendirici ve huzur verici... Şimdi bir an farkına vardım ki şaka maka bir gün sonra finallerim başlıyor ve ben hala çalışamadım.Elimde hiçbir şey yok yaptığım. Sıfırım resmen. Milletin haftalarca çalışıp geçtiği dersleri benim 1 günde geçme ihtimalim nedir? ya da var mıdır öyle bir ihtimal? Cevap açık ama kabullenmek istemiyorum bunu şuan. Sonunda olucakları hayal bile edemiyorum artık. Hep erteledim,şundan bundan,diğer dönem kesin yapıcam dedim.. Her dönem aynıyım,hiç bir değişiklik yok. Ne yapmalıyım peki şuan? Kabullenip iyice salsam olmaz, son bir çırpınsam o da olmaz ama olur gibi düşünmekten başka çare yok.. Herhalde en iyisi gidip uyumaya çalışmak..